Prof. Dr. Halil İbrahim Seçer
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)

Omuriliğin bir bölgesinde veya omurilik kanalının son kısmındaki sinirlerde belli sebeplerle meydana gelen hasarların kişinin güç, duyu ve diğer vücut organlarının fonksiyonlarında kalıcı değişikliklere yol açtığı yaralanmalardır. Vücudun omurilik yaralanmasından etkilenen bölgesi hasarın gerçekleştiği yerin alt kısmı olmaktadır.
Yapılan bilimsel araştırmalar omurilik onarımı konusunda iyimser sonuçlar göstermektedir. Yaralanma sonucu cerrahi işlemler ve fiziksel rehabilitasyon daha bağımsız bir yaşam sağlamada etkili sonuçlar vermektedir.
Belirtileri
Omurilik yaralanması sonrası uzuvların kontrol yeteneği hasarın omuriliğin neresinde gerçekleştiği ve şiddetine bağlı olmaktadır. Yaralanmanın şiddetine göre hasar “tam” ya da “kısmi” olabilir.
-
Tam yaralanma: Hasar gören yerin altında yer alan tüm bölgelerde duyu ve fonksiyon kaybı yaşanmıştır.
-
Kısmi yaralanma: Hasar gören yerin alt bölgesinde kısmen duyusal ve hareket işlevi varsa bu da kısmi omurilik yaralanmasıdır.
Yaralanmanın nörolojik seviyesini ve bütünlüğünü belirlemek için bir dizi test gerçekleştirilecektir. Herhangi bir omurilik yaralanması aşağıdaki belirtilerden biri ya da birkaçını gösterir:
-
Hareket kaybı
-
Soğuk, sıcak ve dokunma duyularını kaybetme
-
Bağırsak veya mesane kontrolünün kaybı
-
Abartılı refleksler veya spazmlar
-
Cinsel fonksiyon ve duyarlılıkta değişmeler ile doğurganlık değişiklikleri
-
Omurilikteki sinir liflerinin hasarı nedeniyle ağrı veya yoğun bir batma hissi
-
Nefes alma güçlüğü ve öksürme gibi
Ani gelişen belirtiler
Herhangi bir kaza sonrası omurilik yaralanması olduğunu gösteren acil belirtiler arasında şunlar yer alabilir:
-
Vücudunuzun herhangi bir yerinde güçsüzlük, koordinasyon bozukluğu veya felç
-
Eller, parmaklar, ayak veya ayak parmaklarında uyuşma, karıncalanma veya his kaybı
-
Mesane veya bağırsak kontrolünün kaybı
-
Dengede durmada ve yürümede güçlük
-
Yaralanma sonrası nefes alışverişinde anormallik
-
Boynun veya sırtın tuhaf şekilde durması veya bükülmüş olması
-
Boyun, baş veya sırt bölgesinde ağrı veya basınç
Baş ve boyun bölgesini etkileyen ağır travma geçiren kişilerde omurilik yaralanması riski olduğundan dolayı acil tıbbi müdahale şarttır. Trafik kazası ve yangın gibi durumlarda acil servis gelinceye kadar yaralı kişiyi eğer hareket ettirmek gerekirse aşağıdaki durumlardan dolayı bu risk düşünülerek davranılmalıdır:
-
Ciddi omurilik yaralanması her zaman tamamen açık değildir. Dışarıdan fark edilmediği için daha ağır yaralanmalar meydana gelebilir.
-
Uyuşma veya felç kısa sürede gerçekleşebileceği gibi omurilik içinde ve çevresinde meydana gelen kanama veya şişmeden dolayı kademeli olarak da gerçekleşebilir.
-
Yaralanma ve tedavi arasındaki süre komplikasyonların kapsamını ve kurtarma miktarını belirlemede kritik öneme sahiptir.
Eğer birisinin sırt veya boyun yaralanması yaşadığından şüpheleniyorsanız:
-
Yaralı kişiyi hareket ettirmeyin. Aksi takdirde kalıcı felç ve diğer ciddi komplikasyonlar oluşabilir.
-
112’yi arayınız
-
Acil servis ulaşana dek kişiyi sabit tutunuz.
-
Boynun her iki tarafına havlu gibi şeyler koyarak baş ve boynun acil servis gelinceye kadar sabitlenmesini sağlayınız.
-
Baş veya boynu hareket ettirmeden kanamaları durdurma gibi ilk yardım müdahalelerini yapınız ve kişinin rahat etmesini sağlayınız.
Nedenleri
Omurilik yaralanmalarına omurga, bağlar, omurga diskleri ya da omuriliğin kendisinde meydana gelen hasarlar neden olur. Travmatik bir omurilik yaralanmasına yaygın olarak ani darbeler, çarpmalar, ezilmeler, kırıklar veya omurga sıkışmaları neden olmaktadır. Bunların dışında omuriliğin kesilmesine yol açan silah ya da bıçak yarası gibi nedenler de vardır. Diğer bazı omurilik hasarları ise ilgili bölgede ilerleyen günlerde ve haftalarda meydana gelen kanama, şişme, sıvı birikimi ve inflamasyon sonucu oluşmaktadır.
Travmatik olmayan omurilik yaralanması ise artrit, kanser, enflamasyon, enfeksiyon ya da omurga diski dejenerasyonundan kaynaklanabilir.
Omurilik yaralanmalarının en sık karşılaşılan nedenleri şunlardır :
-
Motorlu araç kazaları: Otomobil ve motosiklet kazaları omurilik yaralanmalarının önde gelen nedenleri arasında yer alır. %40 civarıdır.
-
Düşmeler: 65 yaşından sonraki omurilik yaralanmaları en çok düşme vakalarından kaynaklanmaktadır. Omurilik yaralanmalarının yaklaşık %25’i bu gruptadır.
-
Şiddet eylemleri: Omurilik yaralanmalarının yaklaşık %15’i ateşli silahlar ve bıçaklı yaralanmalar içeren şiddet olaylarından kaynaklanmaktadır.
-
Spor yaralanmaları: Oyuncuların darbe alma ihtimallerinin olduğu spor dalları ve sığ suda dalış gibi atletik aktiviteler omurilik yaralanmalarının yaklaşık %8’ine neden olmaktadır.
-
Alkol: Alkol kullanımı da omurilik yaralanmalarının yaygın nedenlerindendir.
-
Hastalıklar: Kanser, artrit, osteoporoz (kemik erimesi) ve omurilik iltihabı da omurilik yaralanmalarına neden olan faktörlerdendir.
Omurilik yaralanmalarının genellikle bir kaza sonucu oluşması ve herkesin başına gelebilmesiyle beraber bazı faktörler riskin daha yüksek olmasına neden olur:
-
Erkek olmak: Omurilik yaralanmaları erkeklerde daha sık görülmektedir. Örneğin ABD’de travmatik omurilik yaralanmalarının sadece yüzde 20’si kadınlarda meydana gelmiştir.
-
16 ve 30 yaşları arasında olmak: Bu yaş aralığında travmatik omurilik yaralanması daha sık görülmektedir. Motorlu araç kazaları 65 yaşın altındaki insanları en çok etkileyen sebep iken düşmeden kaynaklanan yaralanmalar bu yaşın üstündeki yaşlılar için daha yaygındır.
-
Riskli davranışlar: Çok sığ sularda dalış yapmak, yapılan spora uygun güvenlik tertibatı kullanmamak veya gerekli önlemleri almamak spor kaynaklı omurilik yaralanmaları nedenlerindendir.
-
Bir kemik veya eklem bozukluğu: Artrit veya osteoporoz gibi kemik veya eklemleri etkileyen nispeten küçük başka bozuklukları olanlarda kemiklerin kırılma riskinin yüksekliğinden veya mekanik basılardan dolayı omurilik yaralanması daha sık görülür.
Yaralanmanın Sonuçları
İlk başlarda omurilik yaralanmasına bağlı olarak vücut fonksiyonlarında yaşanan bozulmalar ve düşüşler kişiyi aşılması zor bir psikolojik sürecin içine çekebilir. Ancak rehabilitasyon hizmetleri vücut fonksiyonlarınızda iyileşme ve geri kazanma için faydalı sonuçlar verebilir. Omurilik yaralanması sonucu ortaya çıkan ve rehabilitasyon ile düzeltilmeye çalışılan bazı komplikasyonlar şunlardır:
-
Mesane kontrolü: Mesane böbreklerden idrar almaya devam edecektir. Ancak, mesane ile beyin arasında mesaj taşıyıcı olan sinirler omurilik yaralanmasından dolayı iletişim sağlayamadığı için mesane kontrolü gerçekleşmeyebilir. Mesane kontrolündeki değişiklikler idrar yolu enfeksiyonlarının ortaya çıkma riskini artırır. Bu durum böbrek enfeksiyonlarına, böbrek taşı veya mesane taşlarına neden olabilir. Bol miktarda saf sıvı tüketilmesi taş oluşumunu önlemeye yardımcı olacaktır.Ayrıca rehabilitasyon sırasında mesanenin boşaltılması için faydalı teknikler kazandırılır.
-
Bağırsak kontrolü: Mide ve bağırsaklar yaralanmadan önce olduğu gibi çalışsa da dışkı kontrolünün sağlanmasında problemler yaşanabilir. Yüksek lifli besinler içeren diyetler ve rehabilitasyon teknikleri bağırsakları düzenlemeye yardımcı olacaktır.
-
Cilt hassasiyeti: Sinirsel hasarın gerçekleştiği bölgenin altında yer alan bölgelerin bir kısmı ya da tümünde cilt hissi kaybedilebilir. Bu yüzden uzun süreli basınç, sıcak ve soğuk ile ilgili mesajlar ciltten beyne iletilemez. Uzun süreli şekilde vücudun bir yerine bası olmasını engellemek için sık sık pozisyon değiştirmek basınçtan dolayı yara oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir.
-
Dolaşım kontrolü: Bir omurilik yaralanması ekstremite şişmesi (ortostatik hipotansiyon) düşük kan basıncı gibi dolaşım sorunlarına neden olabilir. Bu dolaşım problemleri aynı zamanda derin“ventrombozu” veya “pulmoneremboli” gibi kan pıhtısına yakalanma riskini de artırabilir. Dolaşım ile ilgili diğer bir potansiyel risk kan basıncındaki yükseliş (otonom hiperrefleksi) dir.
-
Solunum sistemi: Yaralanma sonucu göğüs ve karın bölgesi etkilenmişse nefes alışverişinde güçlük çekilebilir ve öksürük yaşanabilir. Etkilenen kaslar göğüs duvarı ve karın diyafram kasları olmaktadır. Yaralanmanın nörolojik boyutu solunum sorunlarınında şiddetini belirleyecektir. Servikal ve torakalomurilik yaralanması varsa zatürree ve diğer akciğer sorunları riski doğmaktadır.
-
Kas tonusu: Omurilik yaralanması yaşayan insanlar iki çeşit kas tonusu problemleri yaşayabilirler: kontrolsüz gerginlik-kaslarda hareket (spastisite) veya yumuşak-gevşek kaslar ile kas tonusunda eksiklik (gevşeklik).
-
Hareketsizlik: Kilo kaybı ve kas atrofisi omurilik hasarı sonrası yaygın görülmektedir. Sınırlı hareketlilik daha hareketsiz bir yaşam tarzına yol açarak obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet riskini arttırır. Bu noktada diyetisyen ve fizik tedavi rehabilitasyon uzmanlarının önerileri önemlidir.
-
Cinsel sağlık: Cinsellik, doğurganlık ve cinsel fonksiyonlar omurilik yaralanmasından olumsuz etkilenebilir. Erkeklerde ereksiyon ve boşalma bozuklukları kadınlarda ise diğer bazı genital problemler yaşanabilir. Omurilik yaralanması konusunda uzmanlaşmış doktorlar, ürolog ve doğum uzmanları cinsel işlev ve doğurganlık için seçenekler sunacaktır. Omurilik yaralanması geçiren kadınlarda genellikle cinsel ilişki ya da gebeliği önleyen hiçbir fiziksel değişiklik olmamaktadır.Yaralanma sonrası çoğu kadın normal doğum yapabilmekte ve emzirme yapabilmektedir.
-
Ağrı: Bazı insanlarda belirli kas gruplarının aşırı kullanımı sonrası kas veya eklem ağrıları gelişebilir. Nöropatik ağrı veya merkezi olarak da bilinen sinir ağrısı özellikle de kısmi omurilik hasarı sonrası oluşabilir.
-
Depresyon: Omurilik yaralanması sonrası ortaya çıkan fizyolojik ve psikolojik değişiklikler bazı insanlarda depresyon belirtilerinin yaşanmasına neden olur.
Tanı
Acil servise kaldırılan hastaya yaralanma düzeyi ve omuriliğin durumunu belirlemek için ayrıntılı nörolojik muayene yapılır. hasta doktor kontrolünden geçirilirken duyusal fonksiyon ve hareket kabiliyeti test edilerek ve kaza hakkında bazı sorular sorularak omuriliğin etkilenip etkilenmediği anlaşılmaya çalışılır. Ancak yaralı kişi boyun ağrısından şikâyet ediyor, tam uyanık değil ve zayıflık veya nörolojik yaralanmaya dair belirgin işaretleri varsa acil tanı testleri gerekebilir: Bu testler şunlardır:
-
Röntgen: Genellikle bir travma sonrası omurilik yaralanması şüphesi olan kişilerde bu test uygulanır. Çekilen röntgen ile omurga problemleri, tümörler, kırıklar ya da dejeneratif değişiklikler ortaya çıkarabilir.
-
Bilgisayarlı tomografi : BT taramaları ile röntgen taramalarından daha ayrıntılı sonuçlar elde edilebilir. Bilgisayar kullanılarak kemik, disk ve diğer kısımlarla ilgili problemlerin teşhisinde çoklu kesit görüntüleri elde edilir.
-
Manyetik rezonans (MR): Güçlü bir manyetik alan ve radyo frekansları kullanılarak bilgisayar desteği ile görüntüler elde edilir. Bu test ile yumuşak dokular daha iyi değerlendirilir. Omuriliğin durumuna bakılabilir, omuriliğe baskı yapan fıtıklaşmış diskler, oluşan kan pıhtıları veya diğer kitlelerin belirlenmesi için de çok yararlıdır.
Tedavi
Ne yazık ki, omurilikte meydana gelen hasarı tamamen geriye döndürmenin bu günkü koşullarda herhangi bir yolu yoktur. Ancak devam eden araştırmalarda omurilik yaralanması sonrası sinir hücrelerinin yenilenmesini teşvik veya hasar sonrası geriye kalan sinirlerin fonksiyonunu artırabilir tedaviler üzerinde çalışılmaktadır. Günümüzde omurilik hasarı için uygulanan tedavi daha fazla yaralanmayı önlemek ve kişiyi aktif ve üretken bir hayata döndürmeyi hedeflemektedir.
Acil Müdahale: Acil tıbbi müdahale, baş veya boyunda herhangi bir travmatik etkiyi en aza indirmek için çok önemlidir. Dolayısıyla bir omurilik yaralanması için tedavi genellikle kaza mahallinde başlar. Acil servis personeli genellikle hastayı hastaneye taşırken omurganın hareketsiz kalmasına dikkat etmekte ve sert bir boyunluk ve sedye kullanmaktadır. Tanı testleri yapılırken de omurilik hasarı riskinden dolayı hasta hareketsiz tutulur. Tanı testleri sonrası omurilik yaralanması tespit edilmişse hasta genellikle yoğun bakım ünitesine alınır. Duruma göre omurilik yaralanması konusunda uzman beyin cerrahları, ortopedik cerrahlar, omurilik tıp uzmanları, psikologlar, hemşireler ve terapistlerin olduğu bir merkeze sevk edilmesi gerekebilir.
Kemik kırıklarının çıkarılması, yabancı cisimler, bel fıtığı, omur kırıklarının çıkarılması gibi amaçlarla ameliyat yapılması gerekebilir. Ayrıca ileride oluşacak ağrı veya yapı bozukluklarını önlemek ve omurgayı stabilize etmek için de ameliyat gerekli olabilir.
Hastalık stabilize olduktan sonra, doktorlar kondisyon, kas kontraktürleri, basınç ülserleri, bağırsak ve mesane sorunları, solunum yolu enfeksiyonları ve kan pıhtılaşması gibi ortaya çıkabilecek ikincil sorunların önlenmesine yönelir. Hastanede kalma süresi hastanın durumuna ve uygulanan tıbbi prosedürlere bağlı olarak değişmektedir. Tedavinin uygun bir safhasından sonra hasta hazır olduğunda rehabilitasyon merkezine yönlendirilir.